Çağdaş eğitimin ışığı: Cumhuriyet

Aysel Bozan Yılmaz – Cumhuriyetimizin 100. yılını büyük bir gurur ve mutlulukla kutlarken bize sunduğu değerlerin ne kadar önemli olduğunun bir kez daha farkına varıyoruz. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Mustafa Kemal Atatürk, genç Türkiye’de çok sayıda devrimler gerçekleştirdi. Eğitim, bunların başında geliyordu. “Toplumumuzu gerçeğe ve mutluluğa eriştirmek için iki orduya gerek vardır. Biri, vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri ulusun geleceğini yoğuran irfan ordusu” diyerek, eğitime verdiği önemin altını çizen Atatürk, Kurtuluş Savaşı sürerken Maarif Kongresi’ni toplayarak, modern eğitimin temellerini attı. “Cumhurbaşkanı olmasaydınız, ne olmak isterdiniz?” sorusuna, “Milli Eğitim Bakanı olarak eğitim davasına hizmet etmek isterdim” diyen Ulu Önder, eğitimde çok önemli devrimleri ve yenilikleri hayata geçirdi: 

Herkese eşit eğitim  

Tevhidi Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924): Eğitimin temel kanunu kabul edilen Tevhidi Tedrisat Kanunu’yla medreseler kaldırıldı ve bütün okullar, Maarif Vekaleti’ne (Milli Eğitim Bakanlığı) bağlandı. Eğitim kurumları bir çatı altında toplandı. 

Maarif Teşkilatı Kanunu (2 Mart 1926): Bu kanunla eğitim sistemi milli olacak şekilde, ilk ve ortaöğretim programları belirlendi. Eğitim hizmetleri çağdaş hale getirildi; okul açılması bakanlığın iznine bağlandı. Hızla ülke genelinde ilkokul, ortaokul, lise, meslek okulları ve yüksekokullar açıldı. İlkokul zorunlu hale getirildi. 

Türk Harflerinin Kabulü (1928): Atatürk, Türk toplumunun eğitim seviyesini yükseltmek istiyordu. Bunun da Türk diline daha uygun olan Latin harfleriyle mümkün olacağını düşünüyordu. Bu nedenle TBMM, 1 Kasım 1928’de yeni Türk harflerini kabul etti. 

Üniversite Reformu (1933): Türkiye’yi çağdaş medeniyetin ortağı hâline getirmek için yükseköğretimde de reform yapıldı. 1933’te çıkarılan yasayla TBMM, Darülfünun’u iptal etti; İstanbul’da yeni bir üniversite kurulmasını kabul etti. İstanbul Üniversitesi, 1 Ağustos 1933’te yeni kadro ve yapısıyla açıldı. 

Okuma-yazma oranı yüzde 7’ydi

1923’te Türkiye’nin nüfusu yaklaşık 12 milyondu. Nüfusun yaklaşık yüzde 7’si okuma yazma biliyordu.
Bu yıllarda ilkokuldan yükseköğretime toplam öğrenci sayısı 358 bin 548, öğretmen sayısı ise 11 bin 918’di. 1938’de öğrenci sayısı 870 bini, öğretmen sayısı 20 bini aştı. Okuma yazma oranı yüzde 22,4’e ulaştı.

Okuyup köylerine öğretmen oldular

Köy okullarına öğretmen yetiştirmek ve yörenin kalkınmasına öncülük etmek için kurulan Köy Enstitüleri, Cumhuriyet’in eğitim seferberliğinin en önemli adımlarından biriydi. İlk tohumlarını 1935’te dönemin Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan’ın attığı Köy Enstitüleri’yle ilgili çalışmalar, 1938’de Arıkan’dan sonra göreve gelen Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel tarafından yürütüldü. 17 Nisan 1940’ta kabul edilen kanunla da hayata geçirilen bu okullarda “İş içinde eğitim, eğitim içinde iş” öğrenen köy çocukları, buradan mezun olduktan sonra yeniden köylere öğretmen olarak görevlendirildiler. Çağdaş Cumhuriyet’in değerlerini tüm Anadolu’ya yayan köy enstitüleri ilk mezunlarını 1942’de, son mezunlarını 1953’te verdi. Köylerde yakılan her eğitim meşalesi, aydınlık düşünceden korkan çevreleri rahatsız etti. Denetimler, soruşturmalar, kitap yasaklarının ardından 1954’te köy enstitülerinin kapısına kilit vuruldu. Kapatıldığı 1954 yılına kadar enstitülerde 18 bin 839 öğretmen yetişti. Bu dönemde 8 bin köye okul açıldı; 380 bin olan öğrenci sayısı 1 milyon 150 bine yükseldi.

Yeni Türk harflerini öğretti 

Millet Mektepleri (1928): Harf Devrimi’nden sonra Millet Mektepleri açıldı. Bu mekteplerin amacı halkın okur yazar oranını yükseltmek ve halka yeni harfleri öğretmekti. Yurt seyahatine çıkıp, çalışmalara bizzat katılan, kara tahta başında yeni Türk harflerini vatandaşlara öğreten Atatürk’e, “Millet Mektepleri Başöğretmeni” ünvanı verildi.  

Millet Mektepleri’nin ardından köy öğretmen okulları açıldı. Bu okullarda, temel eğitimin yanı sıra mesleki eğitime de önem verildi. Açılan okullarla birlikte toplumdaki okur – yazar oranında büyük bir artış yaşandı. 

Savaşta toplandı

Maarif Kongresi (Milli Eğitim Kongresi): Kurtuluş Savaşı’nın en sıkıntılı günlerinde, Atatürk, 16 Temmuz 1921’de Ankara’da Maarif Kongresi’ni topladı. Okulların durumunun masaya yatırıldığı kongrede, yabancı okulların kapatılması, yöreye ve ihtiyaca göre eğitim sisteminin belirlenmesi, ilköğretimin 5 yıla çıkarılması gibi önemli kararlar alındı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir